Pandemi krizinin dünya ekonomisini yeniden şekillendireceğini savunanların sayısı hiçte az değil. Peki vahşi kapitalizm Pandemiden güçlenerek mi çıkacak yoksa iflas ederek mi?
Dünya COVID-19 kriziyle zor zamanlar yaşıyor. Çin’de başlayan virüs salgınında bugün dünya genelinde iki milyona yakın insan enfekte oldu, 102 binden fazlası da hayatını kaybetti. Bu neyi ifade ediyor? Kapitalizme göre istatistik bir veri. Pek çok ülke karantinada, bazı ülkelerdeyse sokağa çıkma yasakları uygulanıyor. Salgın nedeniyle uygulanan yasaklarsa iş dünyasını ve ülke ekonomilerini vurmuş durumda. Kapitalizm daha fazla kar yapabilmek için yapmayacağı yoktur. Bu gerçeği göremeyenler “vahşi kapitalizmin” sonunun geldiğini düşünmekte. Bence kapitalizmin özü zayıflasa da varlığını bir süre daha sürdürmeye devam edecek.
Bugün kapanan bir restoranı pandemi bittiğinde yeniden açıp işler hale getirmek belki aylar sürecek. Eski çalışanların yeniden çalışması, kira için yeterli paranın bulunması, müşterileri o restorana yeniden gelmesi için ikna etme gibi insanların sosyal yaşama adaptasyonu gibi süreçler yaşanacak. Dolayısıyla pandeminin dünya ekonomisi üzerinde yarattığı krizin etkileri beklenenden çok daha uzun sürebilir. Bunu ancak yaşayarak göreceğiz. Bu gerçeği gören kapitalizm işletmelere çeşitli destekler vererek emniyet sibopu vazifesi görecektir. Amac kapitalist sistemin yıkılıp yerine altarnatif bir sistemin geçmesini geciktirmektir. Eninde sonunda yıkılacağını onlarda biliyor. Adaletsizlik kapitalizmin varlık nedenlerinden biridir. Adaletsiz olmazsa asla yaşayamaz.
“Pandemi kapitalizmin sonunu getirdi” gibi sansasyonel ifadeler umut verici fakat tam olarak doğru değil. Doğru olabilmesi için dünya halklarının kapitalizm gibi baş belasından umudunu tamamen kesmesi gerekir. Bu sadece ekonomik olarak değil, sosyolojik, psikolojik olarakta öne çıkmalı. Kapitalizm büyük bir sermaye ekonomisidir. Belki de bu aşamadan sonra daha fazla sermaye mobilize olacak. Daha fazla insanın şirket kurması sağlanacak. Piyasalarda çok büyük fırsatlar sunularak amaçlarından caydırılacak. Çok sayıda şirket el değiştirecek. Sermaye ekonomisi güçlenerek devam edecek. Taki altarnatif örgütlenmeler kurumsallaşıncaya kadar.
Büyük şirketler kendi varlıklarını insanların para harcamasıyla devam ettirebilir. İnsanların harcayacak parası olmazsa ayakta duramazlar. Bu noktada şirketler devletlere, kaynaklarını insanlara akıtmaları için baskı yapabilir. Devletlerin vatandaşlarına çalışmasa da yüksek maaş bağladığı bir döneme girebiliriz. Herşey ama herşey sistemin ayakta kalması içindir.
Halkların bazı şeylere tahammülü kalmasada halla bu acımasız ve ahlaksız sisteme bağımlıdır. Elbette bu bağımlılığı tek başına ekonomiyle açıklamak doğru olmaz. Yozlaştırma diye de büyük ve etkili bir silahı vardır. Bu silahı kapitalizm çok etkili kullanıyor. Kültüründen, değerlerinden, inançlarından arındırıyor insanı. Uyuşturucu, kumar, alkol bağımlısı yapıyor. İşsiz bırakarak, aç bırakarak, tehdit ederek, insanı insana güvensizleştirerek değersizleştirerek yapıyor. Dayanışma ve yardımlaşma ruhunu öldürerek yapıyor. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığını empoze ederek yapıyor. Adalet duygusunu öldürerek her şeye sessiz kalmasını sağlayarak yapıyor. Komşusu açken tok yatırarak yapıyor. yapıyor da yapıyor. kapitalizmin yaptıklarını ne zaman ki reddetmeye başladığımızda kapitalizm de kendi mezarını derinleştirecek demektir.