Fransa’da yasaklanan Bozkurtların ardından Almanya’da da benzer bir talep gündemde. Alman istihbaratına göre Almanya’da en az 11 bin ülkücü var. Bozkurtlar olarak da adlandırılan Ülkücü hareketin Almanya’da da yasaklanması talebi artıyor. Koalisyon ortakları da sıcak bakıyor.

Şevket Dalboy

Ülkücü Hareket güçlü olduğu Almanya’da da muhalefet partileri Yeşiller ve Sol Parti Almanya’daki ülkücülerin mevcut dernek ve kuruluşlarının yasaklanması için girişim başlattı. Girişime Alman hükümetinin koalisyon ortakları da sıcak bakıyor.

SPD: Yasağın aslında uzun süre önce alınmış olması gerekti.

Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Federal Meclis Grubu Sözcülüğü, ülkücülere yönelik bir yasağın aslında uzun süre önce alınmış olması gerektiğini söyledi.

Mahkemeler bu kararı geri çevire bilir mi?

Almanya’da dernek ve örgütlenme hakkının önemli bir demokratik değer olduğuna işaret eden SPD, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak bir yasağın, mahkemelerden dönmeyecek şekilde sağlam temellere dayandırılması gerektiğini de dile getirdi.

CDU: Ülkücülerin yasaklanmasının şart!

İktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) Federal Meclis İçişleri Komisyonu üyesi Christoph de Vries de ülkücülerin yasaklanmasının şart olduğu görüşünde. Ülkücülerin „ultra milliyetçi ideolojisinin insanları aşağılayıcı“ olduğunu söyleyen CDU’lu de Vries, Almanya’daki özgür ve demokratik düzen için bir tehdit teşkil ettiğini ifade etti.

„Başka dini ve etnik grupları küçük gören faşist ve ırkçı ideolojilerin, bu ülkede yeri yok“

CDU’lu vekil Christoph Ploß ile birlikte Bozkurtlar’ın yasaklanmasını talep eden de Vries, „Başka dini ve etnik grupları küçük gören faşist ve ırkçı ideolojilerin, Alman veya göçmen kökenli olmasından bağımsız bu ülkede yeri yok“ diye konuştu.

Sol Parti’de yasağı talep ediyor

Federal Almanya’nın muhalefet partilerinden biri olan Sol Parti ise ülkücü yapılanmaların Almanya’da yasaklanmasını uzun süredir talep ediyor.

Jelpke “Berlin Kreuzberg’de öldürülen sendikacı Celalettin Kesim’in olayı örnektir“ dedi.

Sol Parti İç Politikalar Sözcüsü Ulla Jelpke, ülkücülerin yıllardır „ölümcül bir tehdit“ teşkil ettiğini söylüyor ve „Bu tehlikeye, ilk cinayetleri olan 1980 yılı Ocak ayında Berlin Kreuzberg’de öldürülen sendikacı Celalettin Kesim’in olayı örnektir“ diye konuşuyor. Ülkücülerin sadece muhalif Türkleri veya Kürtleri değil, Ermeni Soykırımı karar tasarısının Federal Meclis’te kabul edilmesinden sonra Alman milletvekillerini bile hedef aldıklarını söyleyen Jelpke, Bozkurtların Türk devleti tarafından düzenli biçimde yurtdışındaki muhalifleri sindirmek için görevlendirildiklerini de iddia ediyor.

“MİT tarafından istihbarat amaçlı kullanılıyor“

Jelpke, yazın yönelttiği soru önergesine federal hükümetin verdiği cevapta, ülkücülerin MİT tarafından istihbarat amaçlı kullanıldığının da ortaya çıktığını kaydediyor.

“Somut bir yasak kararı gerek“

Jelpke, „ülkücü“ veya „bozkurt“ kavramlarının daha çok bir ideolojiyi temsil ettiğini, bu isim altında dernekler ve kuruluşları bulunmadığını, bu sebepten Fransa’dan farklı olarak somut bir yasak kararı gerektiğini vurguluyor.

Örgütlü ve örgütsüz ülkücüler

Almanya’da iç istihbarattan sorumlu olan Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV), Ülkücü Hareketi’ni izliyor ve yıllık raporlarında onların yapılanmalarına ilişkin ayrıntılı bilgileri de kamuoyuna sunuyor. 2019 raporuna göre, Almanya’da bir örgütlü ülkücü hareketi var, bir de örgütsüz ülkücüler mevcut. 

MHP’nin çıkarlarını temsil ediyor.

Örgütlüler içinde en güçlü ve eski olanı 1978 yılında kurulan, Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu (ADÜTDF). Başkanlığını uzun süredir Şentürk Doğruyol’un yürüttüğü federasyonun kayıtlı 7 bin üyesi ve 170 de yerel derneği bulunuyor. Alman istihbaratına göre ADÜTDF, MHP’nin çıkarlarını temsil ediyor.

MİT raporlarında geçen Musa Serdar Çelebi.

Alman istihbaratı, ADÜTDF’den ayrılarak 17 Ekim 1987 tarihinde Nieder-Olm/Mainz’da kurulan Avrupa Türk İslam Kültür Birliği‘nin (ATİB) de ikinci büyük örgütlenme olduğunu belirtiyor. Kurucu Genel Başkanı, Papa suikastçisi Mehmet Ali Ağca’ya silah ve suikast için vaadedilen 3 milyon markı sağlayan kişi olarak adı MİT raporlarında geçen Musa Serdar Çelebi. Benzeri bilgilerin, Ağca’nın İtalya’da verdiği ifadede de yer aldığı kamuoyuna yansımıştı. 2019 yılında Münih İdare Mahkemesi, ATİB’in ülkücü harekete ait olduğunu hukuki olarak da tescilledi. Başkanlığını Durmuş Yıldırım’ın yaptığı ATİB, kendi üye sayısını 8 bin, dernek sayısını 80 olarak verse de Alman istihbaratı örgütlü üyesinin bin 200, derneğinin de 20 olduğundan yola çıkıyor.

İnternet üzerinden iletişim halindeki, ideolojik açıdan örgütsüz ülkücüler.

Bu iki büyük örgütlenme dışında Alman istihbaratı, 2 bin 800 kadar da mevcut derneklere üye olmayan, ancak internet üzerinden iletişim halindeki, ideolojik açıdan ülkücü ancak örgütsüz bir grubun daha bulunduğunu belirtiyor. Bu grubun internet üzerinden Turancılık ideolojisi ve üstün Türk ırkı propagandası yaydığı başta Kürtler, Ermeniler, Yunanlar, Yahudiler ve ABD’liler gelmek üzere düşman gruplar tanımladığı belirtiliyor.

Spror kulüpleri ve Rackçı gruplar

Alman istihbaratı, ayrıca zaman zaman ülkücü spor kulüpleri veya rockçı grupların da kurulduğunu ancak şimdiye kadar bunların ömrünün kısa olduduğunu kaydediliyor.

Avrupa çapında da konfederasyonları var

Ülkücüler, Avrupa çapında da örgütlü. Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu’nun (ADÜTDF) kendi açıklamasına göre, merkezleri Frankfurt’ta 29 Ekim 2007 yılında Avrupa Türk Konfederasyonu kuruldu. Avrupa Türk Konfederasyonu üyeleri, Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu, Fransa Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu, Hollanda Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu, Belçika Türk Dernekleri Federasyonu, İsviçre Türk-İslam Kültür Dernekleri Federasyonu, Danimarka Türk Federasyonu, Avusturya Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu, İngiltere Türk Federasyon, Norveç Türk Federasyon, İsveç Türk Federasyon, Avusturalya Türk Federasyon, Amerika Türk Federasyon.

Merkezi yine Frankfurt’ta olan Avrupa Türk Konfederasyonu’nun genel başkanlığını kuruluşundan bu yana Cemal Çetin yürütüyor. Cemal Çetin, 2018 genel seçimlerinde MHP’nin İstanbul’dan adayı oldu ve seçilerek TBMM’ye girdi. Özellikle güçlü Avrupa yapılanmalarıyla Türkiye arasındaki kilit isimlerden sayılan Çetin’in milletvekilliğine rağmen Konfederasyon Genel Başkanlığı’nı da yürütmesi eleştiriliyor.

„Bilinçli provokasyon“

Nitekim AKP hükümetinin Çetin’i vekil sıfatıyla getirdiği kimi zirvelerde, ülkücülerin, yıllardır istihbarat tarafından izlendiği devletlerin liderleri ile yanyana gelmesi ve tokalaşması, „bilinçli provokasyon“ olarak niteleniyor. Bir NATO zirvesinde Çetin’in, yıllardır izlendiği Almanya’nın lideri Angela Merkel ile tokalaştırılması tepkilere neden olmuştu.

Sol Partili Ulla Jelpke, „Bir yasak kararı faşistleri ve ideolojilerini ortadan kaldırmayacak“

Diğer yandan olası bir yasak kararının, söz konusu yapılanmaların faaliyetlerini yasadışı olarak sürdürmesine neden olabileceği endişesi de hakim. Sol Partili Ulla Jelpke, „Bir yasak kararı faşistleri ve ideolojilerini ortadan kaldırmayacak, ancak yasal şekilde kamuoyunda boy gösterip nefret ve tehdit de yayamayacaklar ki bu bununla bile birşeylere ulaşılmış olunur“ diye konuşuyor.

„Yabancı aşırıcılık“ kategorisinde 93 yasak kararı

Almanya genelinde örgütlü bir yapılanmanın yasaklanmasına ilişkin kararı Federal İçişleri Bakanlığı veriyor. Dernekler ve benzeri örgütlenmelerin yasaklanmasında hukuki çıta oldukça yüksek. Son yıllarda ağırlıklı olarak aşırı sağcı veya radikal İslamcı dernekler yasaklanırken, Almanya Dernekler Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1964 yılından bu yana 57 dernek ile bunların uzantısı veya devamı niteliğinde görülen 106 alt yapılanmanın yasaklandığı bildiriliyor. Bunlardan 93’ünün „yabancı aşırıcılık“ kategorisinde olduğu belirtiliyor. 33 de organize suç veya rockçı çete yapılanmasına dahil sayılan oluşuma yönelik yasak kararı alındığı belirtiliyor.

Almanyalı Osmanlıların bir üyesi öldürüldü ve yasaklandı

Almanya İçişleri Bakanlığı, Ankara ile yakın ilişki içinde olduğu belirtilen Almanyalı Osmanlılar (Osmanen Germania) derneğini örneğin 2018’de bireyler ve kamu açısından “ağır tehdit” oluşturduğu gerekçesiyle yasaklamıştı.