Federal Almanya’da Müslümanlara ve göçmenlere yönelik ırkçılık devam ederken irkçılıkla mücadele kapsamında toplumu bilinçlendirmek için çeşitli eylem ve etkinlikler organize ediliyır.

Federal Almanya Göç, Sığınmacılar ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Reem Alabali-Radovan, ülkedeki yaklaşık 6 milyon Müslüman açısından ırkçılığın „günlük hayatın bir parçası“ olduğunu ifade etti. Müslümanlara yönelik ırkçılığın Almanya’da uzun süredir zararsız kabul edildiğini belirten Alabali-Radovan, „Irkçılık bölüyor ve demokrasimizin temelini sarsıyor“ uyarısınında bulundu. Devletin bakanı bu tehlikeyi görmüş görmesine fakat ırkçılıkla mücadele etmesi gerekenler sanki devletin birimleri değilmiş gibi davranıp dert yanıyor.

Irkçılığın gerçek kapsamını daraltmayın!

Çok uzun yıllardır süren Almanya’da Müslümanlara yönelik ırkçılık, sadece müslümanlara değil tüm göçmen ve aydınlara karşıda sürdürülüyor. Sadece müslüman inancına sahip olanlara değil tüm göçmenlere tehdit yöneltiliyor. Bu kapsamda olmasa da sadece müslümanlara yönelik ırkçılıkla mücadele kapsamında 24 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Sanatçılar, göçmen örgütleri, camiler ve ırkçılıkla mücadele örgütleri düzenledikleri etkinliklerle toplumu Müslümanlara yönelik dışlayıcı ve ayrımcı düşünce ve davranışlar konusunda bilinçlendiriyor.

Sorunun çözümünden çok uzaksınız çok!

Etkinlik organizasyonlarına katılan gruplardan CLAIM, Müslümanlara yönelik ırkçılık bildirimleri için I Report (Bildiriyorum) adlı yeni bir portal hazırladı. Sözlü ya da fiziksel saldırı ya da tacizler burada bildirilebiliyor ve profesyonel olarak danışmanlık alınabiliyor. Önemli olan saldırıları durdurmaktır. Saldırı gerçekleştikten sonra danışmanın pek bir önemi olduğunu düşünmüyorum.

Sadece azınlıklar değil herkes ırkçılığın hedefindedir!

CLAIM Proje Direktörü Rima Hanano da Müslümanlara yönelik ırkçılığın toplumsal ve politik olarak şimdiye kadar kenarda kaldığını söyledi. Hanano toplumun „Her türden ırkçılığın sadece azınlıkları değil herkesi hedef aldığını“ anlaması gerektiğini veMüslümanlara yönelik ırkçılıkla da hep beraber mücadele edilmesinin önemine vurgu yaptı.

Sistematik cezalandırma gerekiyor fakat


Alabali-Radovan ceza hukukunun daha da sertleştirilmesi, nefret ve kışkırtıcılığın sistematik bir biçimde cezalandırılması gerektiğini söyledi. Bunun için Almanya’da bir süredir tartışılan demokrasiyi geliştirme yasasının hayata geçirilmesi ve idari makamlarda çeşitlilik stratejisinin izlenmesi gerektiğini belirtti.

Irkçıların suç işleme özgürlüğümü var?

Federal Almanya İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre 2021 yılında ülkede 732 İslam düşmanı suç eylemi ve Müslüman kurum, kuruluş ve temsilcilerine 54 saldırı kayıtlara geçti. 2020 yılında İslam düşmanı suç eylemlerinin sayısı 1026, 2019 yılında ise 950 olarak kaydedildi.

İstihbarat ve krminal suçlarla mücadele kurumları görevini tam olarak yapmalı.

CLAIM, „Müslüman karşıtı gündelik ırkçılık ve ayrımcılık şimdiye kadar ele alınmadı ve istatistik olarak da şimdiye kadar bir hayli görünmez kaldı“ açıklamasını yaptı. Müslüman karşıtı ırkçılığın internet ortamında da yeni boyutlar kazandığını açıklayan kuruluş, ırkçılığın münferit yorumlardan, Müslümanlara hakaret eden caps’lere ve hedef gözeten nefret kampanyalarına kadar farklı biçimler aldığını kaydetti.