Koronavirüs insanoğlunun belki de en büyük korkularından birini alevlendirdi, yalnız ölmek. Koronavirüsten ölenler son günlerini sevdiklerinden ayrı, geride kalanlar acılı günlerini tek başlarına geçiriyor.

Tek başına ölmek zor zanaat anladım

Kemirir tırnak uçlarını dertlerin,
Ayaklarının ucundan geçer gibi ölüm,
Gözlerin terler.
Kafanın içine oyuluyor gibi olur kelimeler,
Asılı kalır gözlerin ızdırap perdesin de
Ellerin titrer. Ciğerlerinde cam kırıkları varmışçasına inler bedenin

Sanki duvarlar ayaklanıyor gözlerinde,
Bir uğultu başlıyor, kulaklarını tırmalayan.
Zaman aksakallı bir ihtiyar, çaresiz!
Acıyla topallayarak önünden geçer.
Umutların kör bir baykuşun pençelerin de ufalanır düşer
Çaresizliği öper gibi acır dudakların, çürür!

Çapaklanır yalnızlık
Göz çukurların da,
Yuvasız kuşlar misali
Gece kalır koynun da.
Ne alınır ne satılır bir ömür kalmıştır
Geriye baktığın da.
Yalnız yürüdüğün bir yol gelir aklına,
Ölüm beklerken başucun da, yalnız ölüm ve sen!

Koronavirüs salgınının belki de akıllara en çok kazınan kareleri Kuzey İtalya’nın Bergamo kentinde mezarlıklar müdürlüğü yetişemediği için, cenazelerin askeri konvoylarla taşındığı görüntüler oldu. Dünyaya buradan yayılan acı mesaj: Koronavirüs zamanlarında ölürseniz, yalnız ölürsünüz. Ne sevdiğiniz sizi son bir kez görür, ne de siz sevdiğinizi!

COVID-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin yoğun bakımda geçirdikleri son anlarında yanlarında ne ellerini tutan ne de korkularını paylaşabilecekleri bir yakınları vardı. Hasta yakınları bulaşma riski yüzünden hastaları ziyaret edemiyor. Hatta birçok hasta yakını zaten koronavirüs bulaşmış olma riski nedeniyle karantina altında bulunuyor.

Kuralları koronavirüs belirliyor

Kuzey İtalya’da şu anda cenazeler alelacele, törensiz toprağa veriliyor. Zaman kısıtlı, liste uzun, üstelik insanların bir araya gelmesi de yasak…

Başsağlığı ziyaretleri, destek veren kucaklaşmalar, ağlayacak bir omuz yok. Cenaze törenleri, anma konuşmaları, dualar, ilahiler eksik. Geride kalanlar acılarını biraz olsun hafifletecek fiziksel yakınlık ve geleneksel ritüellerin hemen hepsinden mahrum şekilde, acısıyla tek başına yüzleşmek zorunda.

Gazete 10 sayfa ölüm ilanı ile yayımlandı 

İtalya’da reklam panoları ölüm ilanlarıyla dolu. Yerel L’Eco di Bergamo gazetesi 13 Mart sayısında on sayfa dolusu ölüm ilanına yer verdi.  

Tüm bu yaşananlar Fransız tarihçi Philippe Aries’in „Batı’da Ölümün Tarihi“ adlı kitabında insanlığın ölümle ilişkisinin yıllar içinde nasıl değiştiği hakkındaki değerlendirmelerini akıllara getiriyor. Aries’e göre 19’uncu yüzyıla kadar yaklaşık iki bin yıl boyunca ölüm insanlar için hayatın bir parçası, bir nevi refakatçiydi. Ancak modern insan korkuları nedeniyle onu çok uzaklara itti. Zira performans üzerine kurulmuş bir toplumda ölüm plana dahil değil, sadece akılcı bir şekilde yönetilmesi gereken ve rahatsızlık yaratan bir faktör.