Almanya’da gündemden düşmeyen İslam karşıtlığı Federal Meclise taşındı. Sol Parti’nin Müslümanlara yönelik ırkçılık ve ayrımcılığa karşı verdiği kanun teklifini Meclis reddetti.

Şevket Dalboy

„Türk ya da Arap ismine sahip olanlar ev bulmakta, iş bulmakta sorunlarla karşılaşıyor“

Sol Parti’nin din politikaları sözcüsü Christine Buchholz, Almanya’da Müslümanların dezavantajlı konumda bulunmayı sürdürdüğüne işaret ederek „Türk ya da Arap ismine sahip olanlar ev bulmakta, iş bulmakta sorunlarla karşılaşıyorlar. Bu durum, özellikle de başörtülü kadınlar açısından geçerli“ diye konuştu. Buchholz, güvenlik güçlerinin de dış görünüme göre yapılan kimlik kontrolleriyle Müslüman karşıtı önyargılara katkıda bulunduğunu belirtti.,

“Müslüman dini cemaatlerinin devletçe tanınmasına ihtiyaç var“

Siyasetin Müslümanlara yönelik nefrete karşı daha faal olması gerektiğine vurgu yapan Buchholz, bunun için Ayrımcılıkla Mücadele Yasasında reforma, ek danışmanlık hizmetlerine ve Müslüman dini cemaatlerinin devletçe tanınmasına ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Kanun teklifi Federal Meclis’te iktidardaki Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile muhalefetteki liberal Hür Demokrat Parti (FDP) ve sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) oylarıyla reddedildi, Yeşiller ise çekimser oy kullandı.

Yeşiller partisi meclis grubu, ayrımcılıkla mücadele politikalarında yeni bir başlangıcı memnuniyetle karşılayacaklarını belirtti. Yeşiller milletvekili Filiz Polat, Müslüman düşmanlığının aşırı sağcı çevrelerde büyük bir birleştirici güç haline geldiği ve bu çevrelerin toplumun merkezine yerleşmesine yardımcı olduğu uyarısında bulundu.

„Hükümet bir milyar euro ayırdı“

Verilen teklifi diğer partiler çeşitli yönlerini gerekçe göstererek eleştirdi. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinden Christoph de Vries, hükümetin aşırı sağla mücadele için 2024 yılına kadar bir milyar euroluk kaynak ayırarak bu alandaki sorumluluğunu yerine getirdiğini belirtti. CDU’lu milletvekili ayrıca Sol Parti teklifinde yer alan „Müslüman karşıtı ırkçılık“ ifadesinin „kökeni sömürgecilik dönemi kelime dağarcığına dayanan bir ırkçılık kavramı olduğu“ eleştirisini getirdi.

Müslüman karşıtı söylemleriyle bilinen sağ popülist AfD’den Bernd Baumann ise Müslümanların ırk olmadığını, bu nedenle kullanılan terimin hatalı olduğunu kaydetti. Baumann, Sol Parti’yi verdiği teklifle „İslam’a yönelik her türlü eleştiriyi suç haline getirmeye çalışmak“la suçladı.

„Güvenlik güçleri genel zan altında bırakılıyor“

SPD ve FDP ise teklifte güvenlik güçlerine yapılan  göndermeye karşı çıktı. FDP’den Benjamin Strasser, „Irkçı önyargılara karşı güvenlik güçlerine yönelik önyargıların ortaya sürülmesinin hukuk devletiyle bağdaşmadığı“ eleştirisinde bulunarak „bir dine mensubiyetin cezadan muafiyet anlamına gelemeyeceğini“ söyledi.

SPD milletvekili Helge Lindh de polislerin Müslüman karşıtı olarak genel bir zan altında bırakılamayacağını belirtti. Lindh diğer yandan Almanya’daki Müslümanların her gün genel zan altında yaşadığına da işaret etti ve „Bundan dolayı Müslümanlar sadece dini vecibelerini yerine getirme hakkına değil, aynı zamanda kendilerini bir dinle özdeşleştirmek zorunda olmama hakkına da sahip olmalılar“ diye vurgu yaptı.