Elbette tüm zorluklara rağmen Suriye’de seçimler sonrası yeni bir sürecin başlaması bekleniyor. Şam, bu süreçte ülkenin yeniden imarı için yeni müttefikler bulabulecek mi sorusuna cevap aranıyor.

Şevket Dalboy

Suriyeliler bugün yüz binlerce kişinin öldüğü ve milyonlarca kişinin de ülkesini terk etmek zorunda kaldığı iç savaş sonrası yapılan ve kazananın zaten belli olduğu ikinci devlet başkanlığı seçimleri için sandık başında.

Adaylıklar sembolik mi?

Suriye’de 2014 yılında yapılan seçimlerde oyların yüzde 88,7’sini alan Beşar Esad’ın, devlet başkanlığını dördüncü kez yedi yıl daha garantileyecek olan bu seçimlerin galibi olacağı kesin. Parlamento işlerinden sorumlu eski Devlet Bakanı Abdullah Salloum Abdullah ve devlet destekli muhalefet ittifakı Demokratik Ulusal Cephe’nin lideri Mahmud Ahmed Marei’in adaylıkları aslında sadece sembolik olarak degerlendiriliyor.

Ülkedeki seçim süreci

Adayların seçiminden oyların sayımına kadar rejim tarafından kontrol ediliyor. Ancak rejim, tüm bu tabloya rağmen seçimlere meşruiyet kazandırma çabasında. Suriye topraklarının yaklaşık üçte ikisi -İdlib, ülkenin kuzeydoğusundaki Kürt bölgesi ve Türkiye’nin koruması altındaki bölgeler dışında – bugün Rusya ve İran destekli Esad’ın kontrolü altında bulunuyor.

Rusya ve İran’ın Şam’a desteği hangi düzeyde.

Esad, ülkede bugünkü varlığını ise Rusya ve İran’ın desteğiyle korudu. Rusya, 2015 yılında Esad yenilme tehlikesiyle karşı karşı iken Şam birliklerine hava saldırıları ve ülkeye gönderdiği özel askerî birliklerle destek verdi. İran da Şii milisleri ve rejime destek için oluşturduğu tugayları Suriye topraklarına gönderdi. Ülkede savaş hâlâ devam ediyor olsa da Esad, Rusya ve İran’ın desteğiyle savaşı askeri olarak kazanmış durumda. Esad’ın şimdi bu güçleri ödüllendirmesi gerekecek. Taraflar, Suriye’yi paylaşılması gereken bir tür ganimat olarak görüyor. Rusya çoktan petrol ve doğal gaz, özellikle de fosfor gibi yeraltı zenginlikleriyle ilgili anlaşmalar yaptı.

Rusya ile İran arasında Suriye ordusu, gizli servis ve Suriyeli milisler üzerinde daha fazla nüfuz sahibi olmak için rekabet yaşandığı kesin. Rejimin tek başına egemen değil. Esad’ın aynı zamanda yatırımlar ve karaborsadan faydalanan zengin iş adamlarından da destek alarak ayakta durmaya çalışıyor.

Emperyalist saldırı altında ki Suriye!

Emperyalist saldırıların başladığı andan itibaren Rusya kendi çıkarlarını da düşünerek Suriye’ye hem askeri hem de siyasi olarak çok yatırım yaptı. Suriye Rusya nezninde Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından ağır bir ipotek altında. Aslan payını almak için Putin ince bir siyaset yürütüyor.

Suriye’de güvenlik durumu düzeldi mi?

Suriye’de nispeten iyileşmiş gibi görünen güvenlik durumu yanıltıcı. Gerçek anlamda ABD, İngiltere ve israil destekli İŞİD aslında ülkeyi hiç terk etmedi. binlerce teröristin Suriye-Irak sınırındaki bölgede „yeraltına“ indi. Özellikle İsrail tarafından İran’ın ülkedeki askeri varlığı da büyük bir tehlike olarak görülüyor.

Ülkenin büyük bir bölümünün altyapısı ve ekonomisi enkaza döndü!

Ülkenin büyük bir bölümünün altyapısı ve ekonomisi ise enkaza dönüşmüş durumda. Şam’ın kontrol ettiği bölgelerde insani yardım ihtiyacı giderek derinleştiriliyor. İnsanlar ekmek alabilmek için saatlerce kuyrukta bekliyor. Ülkede benzin de zor bulunuyor. Benzin istasyonlarında da kuyruklar var. ülke bu durumdayken Rusya daha fazla para harcamak istemiyor. Şam yeniden ülkenin imarı için Batı ülkelerinin devreye girmesini istiyor.

Suriyeli mültecilerin Suriye’ye geri gönderilmesi mümkün mü?

Putin, Batı ülkelerinin Suriye’ye desteği karşılığında da Avrupalılara Suriyeli mültecilerin Suriye’ye geri gönderilmesini sağlamayı teklif ediyor. Ancak Esad ise giden Suriyelilerin geri gelmesini istemiyor. Esad’ın bir kararname ile ülke içinde göç eden ya da ülke dışına kaçan Suriyelilerin mallarını kamulaştırmasının sebeplerinden birinin bu olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca bu evler ve mallar rejime sadık vatandaşlar ve savaşçılara verilerek rejim muhaliflerinin de yeniden yok olması sağlanmış oldu.

Şam yeni müttefik arayışında

Dolayısıyla Putin’in şimdi Suriye’nin yeniden imarı için yeni müttefiklere ihtiyacı var. Suriye’deki yönetimden bu nedenle bir süredir bazı ülkelerle normalleşme işaretleri geliyor. Örneğin Mısır, Suriye’nin yeniden Arap Ligi’ne girmesini sağlamaya çalışıyor. Şam, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki temsilciliğini de 2018 yılında düşük diplomatik düzeyde de olsa zaten açmıştı. Suudi Arabistan’ın nasıl bir yol izleyeceği şimdilik muamma olsada Arap ülkeleri Suriye ile yakınlaşırken Şam’ın İran ve Türkiye etkisinden uzakta kalmasını istiyor.

Şam’ın büyük siyasi sahneye dönüşü ise, örneğin Washington ve Paris’te boy göstermesi olarak ifadelendiriliyor. Fakat bu ihtimal şimdilik ihtimal dışı. Almanya Dışişleri Bakanlığı da Birleşmiş Milletler öncülüğünde inandırıcı bir siyasi süreç başlatılmadığı sürece rejimle ne ilişkilerin normalleşmesine ne de ülkenin yeniden imarına katılıma sıcak bakmadığı mesajını gelsede, Almanya’nin Suriye’nin zenginlillerinde gözü olduğu biliniyor.