AB maliye bakanları, koronavirüs salgının olumsuz etkilediği üye ülkelerin ekonomisinin toparlanabilmesi için hazırlanan mali paket konusunda günler süren müzakerelerin ardından uzlaşma sağladı. Paket, 500 milyar euro destek öngörüyor. AB ülkelerinin bu süreçte çok ciddi sorunlar yaşamasını adeta izleyen AB günah çıkarıyor!

Pakete göre, ekonominin toparlanabilmesi için işçilere ve işverenlere  500 milyar euroluk destek öngörülüyor. AB maliye bakanları, aynı zamanda korona krizinden sonra ekonominin kalkınması için atılması gereken adımları öngören ikinci bir plan üzerinde de çalışmaların sürdüğünü duyurdu. Bakanların üzerinde uzlaştığı üç ayaklı yardım paketinin çerçevesi özetle şöyle görünüyor:

“Euro İstikrar Mekanizması“

Euro krizi döneminde Yunanistan‘ı da iflastan kurtaran Euro İstikrar Mekanizması (ESM) sayesinde korona krizinden etkilenen ülkelere 240 milyar euro ucuz kredi desteği sağlanabilecek. Euro Bölgesi üyesi ülkeler, gayri safi yurt içi hasılasının yüzde ikisi oranında ucuz kredi alabilecek. Koronavirüsten en çok etkilenen İtalya için bu miktar 36 milyar euro, İspanya için de 25 milyar euroya tekabül ediyor.

Euro İstikrar Mekanizması’ndan finanse edilmesi hedeflenen ucuz kredilerin şartları konusunda maliye bakanları arasında yoğun tartışmalar yaşandı. Ekonomisi iyi Almanya, Avusturya, Finlandiya ve Hollanda, uygun kredi şartları konusunda kesin ve net koşullar tanımlanması için ısrar ederken, koronavirüs salgının en çok etkilediği güney ülkeleri İtalya ve İspanya kredilerin sert koşullara bağlanması şartını kabul etmeye yanaşmadı.

İtalya bastırdı

Uzun müzakerelerden sonra İtalya’nın da bastırmasıyla ucuz acil kredilerin verilmesine ilişkin koşullar gevşek tutuldu. Hollanda’nın reform yönündeki talepleri de reddedildi. Böylece İtalya baskın gelmiş oldu. Üzerinde uzlaşma sağlanan krediler konusunda mutabık kalınan tek nokta ise, mali desteğin doğrudan veya dolaylı olarak pandemi bağlantılı biçimde sağlık sektörü ile tedavi ve önlemlere harcanması şartı.

İşletme kredisine garanti fonu

Avrupa Yatırım Bankası‘nın (EIB), pek çok ulusal ülkenin kendi kalkınma bankalarının da yaptığı gibi krizden etkilenen ülkelerdeki şirketlere 200 milyar euroya kadar kredi desteği vermesi mümkün hale geliyor. Bu programdan özellikle küçük ve orta ölçekli şirketlerin faydalanması hedefleniyor. EIB’in kredi desteği için aranan koşul, üye ülkelerin 25 milyar euro garanti taahhüdünde bulunması. Bu programda verilmesi planlanan kredilerin de ucuz olması öngörülüyor.

Kısa mesai parası

AB ülkelerinin ekonomik paketinin üçüncü ayağını 100 milyar değerindeki bölüm oluşturuyor ve bu bütçe ile serbest çalışanların ve kısa mesai yapmak zorunda kalanların kriz süresince desteklenmesi amaçlanıyor. Söz konusu 100 milyar euro mali yardım sayesinde toplu işten çıkarmaların veya iflasların önlenmesi hedefleniyor. „Sure“ adını taşıyan bu program ile Avrupa Birliği Komisyonu ucuz kredi üzerinden ekonomiyi bizzat desteklemeyi öngörüyor. Finansmanın Avrupa Birliği bütçesinden sağlanması planlanan paket için üye ülkelerin yine 25 milyar euro yüksekliğinde garanti vermesi koşulu aranacak. Verilecek kredi için üst sınır ise tanımlanmadığı dikkat çekiyor.

Kalkınma fonunun finansmanı ile belli değil

Avrupa Birliği maliye bakanları ilaveten uzun sürecek koronavirüs salgınından olumsuz etkilenen ekonomilerin krizden sonra kalkınmasına ilişkin bir fon üzerinde de çalışıldığını duyurdu. Derin bir resesyona götürmesi beklenen krizden çıkışa yardım etmesi hedeflenen söz konusu kalkınma fonunun belirli bir süreyi kapsayacağı belirtilirken, nasıl finanse edileceği konusunun ise açık bırakıldığı görülüyor. Bakanlar, Avrupa Birliği sözleşmeleri ile uyumlu olduğu sürece yeni ve yaratıcı çözüm önerilerine açık olunduğunu da beyan ediyor.

İtalya, koronavirüs salgının yarattığı ekonomik sarsıntıyı atlatma konusunda ortak borçlanmayı öngören korona tahvilleri çözümününde ısrar ediyor. Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Maire de ortak borçlanmanın tek çözüm yolu olduğu yönündeki iddiasını tekrarladı ve 500 milyar euroluk fon talep etti. Almanya, Avusturya, Hollanda ve Finlandiya ise üye ülkelerin kendi borçlarının pandemi gerekçesiyle bütün Birlik ülkelerine ortak borç biçiminde yansıtılmasını reddediyor ve mevcut Euro İstikrar Mekanizması gibi fonlar üzerinden yine ucuz kredilerle ulusal borç olarak kalması gerektiğinde ısrar ediyor.