Bavyera’nın Ingolstadt kentinde yaşanan ölümcül bıçaklı saldırı sonrası polis tarafından yayımlanan basın açıklamasında şüpheli için “23 yaşında bir Türk” ifadesinin kullanılması, şehir yönetimi ve kamuoyunda eleştirilere yol açtı. Belediye, etnik kökenin olayla ilgisi olmadığı halde öne çıkarılmasının “gereksiz ve ayrıştırıcı” olduğu gerekçesiyle polise resmi bir itirazda bulundu.

Belediyeden uyarı: “Toplumsal hassasiyet gözetilmeli”

İngolstadt Belediyesi Sözcüsü, polisin bu tür tanımlamalarının toplumdaki önyargıları güçlendirebileceğini belirterek, “Etnik referansların böylesi hassas olaylarda ön plana çıkarılması toplumsal huzuru zedeler. Kamu kurumlarının kullandığı dil, gerilimi artırmak yerine azaltmayı hedeflemeli” açıklamasını yaptı. Belediyenin, Bavyera Eyalet Kriminal Dairesi’ne durumla ilgili yazılı şikayet ilettiği bildirildi.

Polis: “Prosedür gereği” dedi, sonra geri adım sinyali verdi

Bavyera Emniyeti ilk açıklamasında, kimlik tespitinde milliyet bilgisinin rutin bir veri olduğunu, bu nedenle metne yansıdığını savundu. Ancak gelen yoğun eleştirilerin ardından polis yetkilileri, gelecekte etnik kimlik bilgilerinin hangi durumlarda paylaşılmasının gerçekten gerekli olduğunun yeniden değerlendirileceğini açıkladı.

Dr. Şevket Dalboy: “Kamu otoritesi dili belirler; doğru kullanım toplumsal iklimi şekillendirir”

Siyaset ve Sosyal Bilimci gazeteci Dr. Şevket Dalboy, olayın Almanya’daki göç ve güvenlik tartışmalarında uzun süredir süregelen bir soruna işaret ettiğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Polisin kullandığı dil, toplumdaki algıyı doğrudan şekillendiren en güçlü araçlardan biridir. Bir şüphelinin etnik kimliğinin, olayın içeriğine hiçbir katkısı yoksa özellikle vurgulanması; sadece göçmenleri değil, genel toplumsal dokuyu etkileyen bir eşitsizlik hissi yaratır. Bu durum, uyum politikalarını dengede tutmayı zorlaştırır ve kamu güvenliği kurumlarına duyulan güveni zayıflatır.”

Dalboy ayrıca, Avrupa’daki birçok ülkede emniyet birimlerinin benzer tartışmalarla karşı karşıya olduğunu hatırlatarak şunları ekledi:

“Etnik kimlik yalnızca olayın doğrudan anlaşılmasını sağlayan, açıklamayı genişleten veya hukuki bir gereklilik oluşturan durumlarda belirtilmelidir. Aksi halde yapılan vurgu, bireysel bir suçu kolektif bir kimliğe yükleme riskini taşır. Bu da özellikle göçmen kökenli insanların kendilerini dışlanmış hissetmesine yol açar.”

Almanya’da eski bir tartışma yeniden alevlendi

Almanya’da emniyet açıklamalarında etnik kökenin ne zaman ve nasıl kullanılacağı uzun süredir tartışılıyor. Ingolstadt’taki son olay ise bu tartışmayı yeniden gündemin merkezine taşıdı. Kamu kurumlarının daha kapsayıcı ve toplumsal hassasiyetlere duyarlı bir dil benimsemesi gerektiği yönündeki çağrılar giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor.