Tüm dünya’da uyuşturucu kullanımı hızla artarken adeta devletlerin ilgili birimleri, kurumları ayakta uyuma yolunu seçiyor. Halk ise sanki uyuştutucu gibi bir bele yokmuş gibi evlatlarının tükenişini izliyor.

Bu konunun ne denli vahim olduğuna BM raporunda da görmek mümkün. Hazırlanan rapora göre dünyada Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC), dünyada 275 milyon kişinin uyuşturucu kullandığını ve 36 milyon kişinin uyuşturucu bağımlılığı ve suistimali kaynaklı sağlık sorunları yaşadığını bildirdi.

Esrar kullanımı da sağlık sorunları doğuruyor

Elbette rapora yansıyanlar buzdağının sadece görünen yüzüdür. UNODC’nin 2021 Dünya Uyuşturucu Raporunda, dünyada esrar kullanımındaki artışın etkilerine de dikkat çekildi. Son 24 yılda esrar kullanımının dört kat arttığına işaret eden rapor, diğer yandan esrarı zararlı bir uyuşturucu olarak algılayan gençlerin oranının ise Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yüzde 40, Avrupa’da ise yüzde 25 oranında azaldığını bildirdi. Raporda ayrıca, esrarın özellikle uzun süreli kullanımında çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığı vurgulanarak gençlerin uyuşturucunun zararları konusunda eğitiminin önemine işaret edildi.

2030’a kadar yüzde 11’lik artış tahminleri var


Rapora göre esrar dışında daha ağır uyuşturucuların kullanımı da küresel çapta önemli oranda artmış durumda. 2010-2019 yılları arasında uyuşturucu kullananların oranının yüzde 22 arttığı, bunda küresel nüfustaki artışın da rol oynadığı belirtildi. Nüfus hesaplamalarına göre uyuşturucu kullanımında 2030 yılına kadar yüzde 11’lik artış öngörülüyor. Artışın en fazla yüzde 40’lık oranla hızla artan genç nüfusa sahip Afrika’da kaydedilmesi bekleniyor.

Madde kullanma yaşı çok düştü

Raporda yer verilen tahminlere göre dünyada 15-64 yaş arası nüfusun yaklaşık yüzde 5,5’inin geçen yıl en az bir kez uyuşturucu kullandığı belirtildi. Uyuşturucu kullananların yüzde 13’üne tekabül eden 36,3 milyon kişinin de uyuşturucu suistimali kaynaklı sağlık sorunları yaşadığı kaydedildi.

Şırınga kullananların yarısı Hepatitli ama!


Dünya çapında başta opioidler olmak üzere şırınga yoluyla uyuşturucu alanların sayısının 11 milyon olduğu ve bu kişilerin yarısının Hepatit C virüsü taşıdığı kesin bir dille ifade edildi.

Aşırı dozdan 108 bin kişi öldü

Eroinin de aralarında bulunduğu opioidlerin Kuzey Amerika’da en tehlikeli uyuşturucu olmayı sürdürdüğü ve aşırı dozdan ölenlerin sayısının 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 17 artarak 108 bine yükseldiği de söz konusu raporda yer aldı.

Uyuşturucu satışları tavan yaptı

Raporda Dark Web üzerinden uyuşturucu satışlarındaki artışa da dikkat çekilerek, Dark Web’in on yıllık geçmişine rağmen buradan uyuşturucu satışlarının dört kat artarak yılda 315 milyon dolarlık bir hacme ulaştığı belirtildi.

Avrupa’ya kokain tedarik zincirinin de çeşitlenmeye başladığı ve kalite yükselirken fiyatların düşmesinin Avrupa’da kokain piyasasının daha da gelişmesi tehlikesini beraberinde getirdiği kaydedildi.

Dünya’nın hemen hemen her ülkesinde uyuşturucu ticaretinin önüne geçilemediğine kimse beni inandıramaz. bu birçok devlet ve istihbarat örgütlerinin koruması altına gerçekleşen kitlesel cinayettir.

Durum vahim

Portekiz de dahil olmak üzere 25 Avrupa ülkesinden atık su analizleri, 2021 yılında esrar, kokain, amfetamin ve metamfetamin üzerinde durularak, MDMA (ecstasy) azalmasıyla uyuşturucu kullanımında bir artış olduğunu ortaya koymuştur.

Metamfetamin

Metamfetamin, “geleneksel olarak Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’da yoğunlaşmış” bir ilaç ile ilgili olarak, şimdi Belçika, Kıbrıs, Doğu Almanya, İspanya, Türkiye ve birçok kuzey Avrupa ülkesinde (Danimarka, Litvanya, Finlandiya, Norveç) mevcut.

MDMA kalıntıları

En yüksek MDMA kalıntıları Belçika, Almanya, Hollanda, İsveç ve Norveç’teki şehirlerde bulundu.

İnsanlığın başbelası olan uyuşturucu satıcılarını kim koruyor?

Yıllardır sokaklarda insanları zehirleyen satıcılar birkez dahi gözaltına alınmadan işlerini yapmaya devam ediyorlar. Bu satıcıları ihbar edenlerin isimleri uyuşturucu satıcılarına veriliyor. Ardından uyuşturucu satıcıları ihbar edenin üzerine geliyor. Yakınlarınıa uyuşturucu bulaştırıyor. Bu ismi verirken polis bunlarının olacağını bilmiyor mu? Elbette biliyor. İnsanlar uyuşturucu satıcılarını ihbar etmesin diye uygulanan bir yöntemden başkada birşey değildir. Bunun aksini hiçkimse iddia edemez. Yani bunu yapan birimler o suça doğrudan ortaktırlar.

Birde mekanlar vardır

Uyuşturucu satıcılarının kullandıkları mekanlar vardır. Buralarda müşteri çoğaltırlar, burada yiyip içtikleri içinde mekan sahipleri insanların zehirlenmesini aslında izin vermektedirler. Uyuşturucu parasıyla servet yapıp toplunda saygı görenlerde cabası. Tam bir bencillik hakim. Bana karışmayan yılan bin yaşasın mantığ vardır. Devlet bizim çocuklarımızı bu zalimlerden korumak zorunda olduğu halde sessiz kalmaktadır. Göstermelik operasyonlar sonuç alıcı değil. Devletler herşeyde gücünü ortaya koyuyor, dinliyor, kaydediyor, operasyonlar yapıyor fakat söz konusu uyuşturucu olunca pasif, zayıf kalmaktadır. Yada devletlerin bilinçli politikaları budur. Buda en tehlikeli olan seneryodur!

Aileler sahip çıkamıyor çocuklarına

Mesela bir aile ferdi 16 yaşındadır. Uyuşturucuya alıştırılmıştır. Aile evladına sahip çıkmak için gece dışarı bırakmak istememektedir. Çocuk polisi arıyor ve polis gelip aileye çocuğun özgürlüğünü kısıtlayamayacağını söyleyerek çocuğun dışarı çıkmasına olanak tanımaktadır. Dışarı çıkan çocuk birgün iki gün 16 yaşında olmasına rağmen eve gelmemektedir. bu esnada uyuşturucu kullanmaya da devam etmektedir. Bu durumda aile kimden davacı olacak? Sistemden mi? Sistemin kanunlarını uygulayan polisten mi? Özgürlük adına göz göre göre çocuğu uyuşturucu satıcılarına gönderen aile ne yapmalıdır? Aile çocuğuna sahip nasıl çıkacak ? Aile çocuğunu korumaya çalışınca Jugentamd diye bir yaptırım aracıyla karşı karşıya kalıyor. Yasalar derhal devreye giriyor ve çocuğu ailenin elinden almaya kadar götürüyor işi. Ailenin haklarını kim savunacak ? Özgürlük adı altında adeta çocuğu gözlerinin önünde eriyip gidiyor. Sonra hayattaki hiçbir sorunla ilgilenecek güvü kuvveti kalmıyor. o tedavi merkezinden bu pisikologa dolaşıp duruyor. Şansı varsa çocuğunu kurtarıyor, şansı yoksa toplum bir gencini daha kaybediyor.

Maalesef özgürlük yanlış öğretiliyor. Ukala, büyük küçük tanımayan, hiçbir değeri olmayan çocuklar yetiştiriyor bu sistem. Bu nedenle çürümüş ve kokuşmuştur. Parlementoya halkın oylarıyla seçilip giden millet vekillerinin çoğunluğu mevcut sistemin devamı için çalışıyor. İstisna bir kaç milletvekilide çekimser kalıyor. Toplumun can alıcı sorunlarına bulaşmak istemiyor. Korkarımki bu şekilde giderse gençlerimiz bu dünyayı çok hızlı tüketecek…