Dünyada 5 bin 600 yılda toplam 15 bin 500’ün üzerinde bölgesel ya da ulusal savaş yaşandı. 3 milyar 700 milyon insan öldü.

Savaşlar genelde insanlara sonradan öğretilen ve doğuştan sahip olmadığı kavramlar adına verilir.

Hangi amaca hizmet ederse etsin savaşlar, yıkıcı ve travmatik sonuçlara sebebiyet verir. Her ne kadar askeri ve silahlı örgütler arasında gerçekleştirilen bir eylemmiş gibi görünse de savaşlardan en çok etkilenen tüm bu politik sorunlardan uzak canlılardır. Savaşın mağdurları her zaman kadınlar, çocuklar, yaşlılar, hayvanlar ve tabiat olur.

Savaşların temel amacı insan öldürmek olarak görülmez. Ham madde, kaynaklar ve pazarları ele geçirme amacını güder. Yani kısacası savaşların başlıca amacı kârdır. Bu yüzden savaşlar, politikanın bir parçası olmaktan kurtulamaz. Politika beyin olarak tabir edilirse savaşlar da o beynin kullandığı bir alettir. Tıpkı silahı kullanmaya karar veren bireyin öldürmek için o silahı ateşlemesi gibi de düşünülebilir. Yani savaşı politikadan ayrı tutmak mümkün değildir. Günümüzde savaşlar genelde etnik unsur, din ve rejim kavramları üzerinden yapılsa da asıl amaç yönetim yani iktidar gücünü ele geçirmektir. Hakimiyet alanını ve kaynaklara ulaşımını kolaylaştırmaktır.

Bugün dünyada ki bazı verilere göre, sadece bir dakikalık askeri harcamaya 2,9 milyon dolar ayrılıyor. Yani herhangi bir yerde 2 saatlik zamanda 370 milyon dolar silahlanmaya gidiyor. Sadece yere döşeli mayınlardan haftada 800 kişi ölüyor. 2 saatlik zaman diliminde dünyanın değişik yerlerinde 15 insan patlayan mayınla hayatını kaybediyor. Şimdiye kadar gerçekleşen savaşlarda dünyada milyarlarca insanın öldüğü biliniyor.

Rakamlarla savaş gerçeği

Dünyada 5 bin 600 yılda toplam 15 bin 500’ün üzerinde bölgesel ya da ulusal savaş yaşandı. 3 milyar 700 milyon insan öldü.

I. Dünya Savaşı’nda ölen her 100 kişiden 14’ü, II. Dünya Savaşı’nda ölen her 100 kişiden 70’i, 1990’lardaki savaşlarda ölen 100 kişiden 90’ı sivildi.
1945-1992 yılları arasında gerçekleşen 149 savaşta 23 milyondan fazla insan öldü. Bunun yalnızca 3 milyonunu askerler oluşturdu. Bilinen o ki, savaşlarda genellikle 1 askerin ölümüne karşılık 1 sivil doğrudan, 14-15 sivilse açlık, susuzluk, bulaşıcı hastalıklar gibi nedenlerden ölmektedir.
Dünyanın en kanlı savaşı olarak tabir edilen II. Dünya Savaşı’nda 40-50 milyon insan yaşamını yitirdi. Nükleer silahların kullanıldığı tek savaş olarak da tarihe geçmiş durumdaki söz konusu savaş aynı zamanda Yahudi soykırımı gibi kitlesel sivil ölümlerinin de yaşandığı bir savaştır.
Birinci Dünya Savaşı 50 milyon kişinin ölmesine, 90 milyon kişinin de sakat kalmasına yol açtı.
Son 10 yıldaki savaşlarda 2 milyon çocuk öldü. 6 milyon çocuk sakat kaldı. 12 milyon çocuk evsiz, 1 milyondan fazla çocuk öksüz veya yetim kaldı. 10 milyon çocuk psikolojik sarsıntı geçirdi ve on binlerce çocuk tecavüz ve işkenceye uğradı.
Balkan Savaşı’nda Bosna’da 20 bin kadına tecavüz edildi.
Körfez Savaşı’nda ABD müttefiki devletler, Irak-Kuveyt sınırına ve Basra kenti etrafına 1 milyon, Balkan Savaşları’nda da 64 ülkede 110 milyon patlamamış kara mayınının üzerine basacak insanları beklediği biliniyor.
Dünyada bugün 500 bini bilim insanı olmak üzere 15 milyon kişi silah ve silah geliştirme endüstrisinde çalışıyor.

ABD’de silahlanma ve savaş çılgınlığı artarak sürüyor. Silahlanmaya 396,1 milyar dolar ayrıldığı düşünülüyor. Bu rakam ABD’nin potansiyel düşman gördüğü 7 ülkenin silahlanma harcamaları toplamına Rusya ve Çin’in harcamaları da eklendiğinde, toplam 117 milyar dolarla ABD’nin silahlanma harcamalarının ancak 3’te biri büyüklüğüne ulaşıyor.
Türkiye’nin 2014 yılında askeriyeye ayırdığı bütçe ise 19,1 milyar dolar. Askeri yatırım açısından dünyada 14’üncü sırada yer alan Türkiye’nin eğitime ayırdığı bütçe ise 2015 itibarıyla 5 milyar 494 milyon lira…
Yaşadığımız çağda dünyanın en büyük problemlerinden biri açlık ve yoksulluk olarak görülmekte. Günümüz verilerine göre 795 milyon insanın açlıkla pençeleştiği düşünülüyor. Yalnızca bir günde yapılan askeri amaçlı harcamaların rakamı ise yaklaşık 2,5 milyar dolar ve bu tutar her saniye artmakta. İlgili tutar günümüzdeki en büyük problem olan açlığı ortadan kaldırmak için fazlasıyla yeterli.
Savaştan, insanlar dışında coğrafyanın doğal çeşitliliği ve ekolojik yapısı da fazlasıyla nasibini almaktadır. Günümüze kadar yaşanan savaşlarda ölen hayvan sayısı veya tahrip olan doğal alan bilinmemekle birlikte insanlığın hırsının etkilerini fazlasıyla yaşamaktadırlar. İnsanlık ayrıca medeniyet adını verdiği birçok tarihi yapıyı da bu savaşlar esnasında yok etmiş ve gelecek nesillerin bilgi sahibi olabileceği birçok hazineyi de ortadan kaldırmıştır. Yakın tarihte Radikal İslamcı gruplar tarihi eserleri parçalamış ve tüm dünya kamuoyuna bunu duyurmuştur.

Günümüzde en sıcak savaş olarak Suriye iç savaşını görmekteyiz. 15 Mart 2011’de başlayan gösteriler nisan ayına kadar ülke geneline yayılmış ve sonunda yerini iç savaşa bırakmıştır. Birleşmiş Milletler’in raporuna göre, Ocak 2015’de ölü sayısı 220 bini aşmıştır. Ölenlerin çoğu da sivil halktan oluşmaktadır. Aynı şekilde Türkiye’nin Güneydoğusu’nda süren iç savaşta da bir ay içerisinde 500’e yakın insan ölmüştür.


Tüm bu veriler ışığında, insanlık tarihikan ile yazılmıştır, diyebiliriz. Unutmayalım ki tarih egemen grupların başarı hikâyelerinden başka bir şey değildir. Hâkimiyet gücü kimde ise tarihi onlar yazar ve bu tarihler de genelde savaşlar veya işgaller üzerine olur. Her ne olursa olsun şunu biliyoruz ki savaşların kazananı yoktur. Politik çıkarlar sağlanır veya sağlanmaz, olan savaşın verildiği coğrafyanın tüm canlı yaşamına olur. Her zaman kadınlar, yaşlılar, çocuklar, hayvanlar ve doğal yaşam bu savaşlardan en çok payı alan taraf olmaktadır.
Üzerinde yaşadığımız yalnızca bir dünya mevcuttur. Bu dünya nimetleri her birimizin huzur içerisinde yaşamasına olanak sağlar niteliktedir. Çocukken dünya gözümüze hayvanlar gibi görünür. Yalnızca olduğu gibi. İçinizdeki çocuğun kavramlar vasıtasıyla öldürülmesine izin vermeyin. Çocuklar bazen kavga eder ama asla savaşmazlar. Egemenlerin çıkarlarını koruyan birer canavara dönüşmeden önce oturun düşünün… Değer mi milyonları açlığa ve yoksullukla, yıkımlarla ve ölümlerele koyun koyuna yaşatmak ? Oysa sınırsız ve sömürüsüz bir dünya mümkün !!!