Almanya’nın Solingen kentinde meydana gelen yangın felaketinde hayatını kaybeden dört kişilik ailenin Türk kökenli olması, ülkede ırkçılık şüphelerini yeniden alevlendirdi ve toplumsal endişelere neden oldu.

Şevket Dalboy

Wuppertal Savcılığı’nın yaptığı geçici inceleme, yangının kundaklama sonucu meydana geldiğini öne sürdü, ancak olayın arkasında ırkçı bir motivasyon olmadığına dair açıklama yapıldı.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (Ditib) tarafından yapılan açıklamada, yangında yaşamını yitiren ailenin Bulgaristan vatandaşı Müslümanlar olduğu belirtilerek, savcılığın ırkçılık izine rastlanmadığı yönündeki açıklaması sorgulandı ve  tepki gösterdi.  .

Yangında ölenlerin çoğunun Türk kökenli olması, 1993’te gerçekleşen ve „Solingen faciası“ olarak anılan ırkçı saldırıyı hatırlattı. Bu durum, toplumda büyük endişe oluşturdu ve yetkilileri, soruşturmayı ırkçılık gibi olası bir etkeni de göz önünde bulundurarak titizlikle yürütmeye teşvik etti.

Olay, Almanya’daki toplumsal barış ve uyum açısından büyük bir tehdit olarak değerlendiriliyor. Henüz net bir neden belirlenmemiş olmasına rağmen, ırkçılık şüpheleri ciddiyetle ele alınıyor ve toplumda derin endişelere neden oluyor

Irkçılık bir hastalıktır ve Almanya’da da var olduğu kabul edilmelidir. Ancak, bu gerçeği kabul etmek, daha etkili ve ciddi bir mücadele yürütme yolunda bir adım olacaktır. Almanya, geçmişteki Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü cinayetleri gibi benzer vakalardan dersler çıkararak, ırkçılıkla mücadelede daha etkili ve kararlı bir yaklaşım sergilemek zorundadır. Bu, toplumda daha sağlam bir dayanışma ve uyumun sağlanması için önemlidir.