Evet, dünyada da zordur ama Türkiye’de bir başka zorluğu vardır kadın olmanın…
Bir kadınsanız, başınıza ne gelirse gelsin, ne kadar haklı taraflarınız olursa olsun hiçbir önemi yok günümüzde.

Kadınsanız, kimse sizi dinlemiyor ve sesinizi duymuyor.
Ciğeri beş para etmez erkeklerin, kalıbının içinde insan olmayan adamların, bencil iktidar hırslarının, ilkel güdülerinin elinde 1500 yıldır kan ağlıyor bu coğrafyanın kadınları.
Düzeni, adaleti sirf kendilerini savunsunlar diye ayarlayan ve çıkarları için dini siyasete alet eden; iktidarda olan siz siyasetciler:

Sizlere sesleniyorum… Bakin neler yarattınız?

Yüzlerce emsalini gördüğümüz tecavüz indirimlerine tekrar bir göz atalım; tekrar hayret edelim ve tekrar sinirlenelim ki susmayalım istiyorum.
Her gün yüzlerce kadın ve çocuk (erkek çocuklarda dahil) şidette maruz kalarak tecavüze veya tacize uğruyor. Sadece kadınlar değil; çocuklar, hayvanlar ve su şişeleri dahi ne yazık ki tecavüze uğrayanlar listesinde yer aliyor.

Ülkemde bugün, çocuğunda gönlü vardı diyenler, çocuk bağırmadıysa istekliydi diyenler, bir kereden birşey olmaz diyen ve onu tebrik etmek için sıraya girenler, çocuk tecavüzlerinin araştırılmasını reddedenler ve bu insanları destekliyenler bu vebal sizin! Ve suçlusunuz.

Türkiye’de kadın ve çocuk cinayetleri ve tecavüzler ne durmak, ne azalmak biliyor. Yasalar olduğu yerde duruyor ve erkeği kayıran sistem; tecavüz vakalarında akla hayale sığmayan indirim sebepleri üretiyor. Sistem kendini tekrar tekrar kendi içinde yeniden üretiyor.

Kadına ve çocuğa istismar ve tecavüze iyi hal indirimleri verilmeye devam edildiği sürece; 6 yaşındaki kız çocukları ile evlenilebilir gibi akıl ve vicdan dışı vaazlar verildiği sürece, kadın evde otursun çocuk doğursun denmeye devam edildiği sürece, şort giydiği için münibüste dövüldüğü ve evine gitmek icin bindiği münibüste tecavüze ugradiği sürece, hamile kadının sokağa çıkması terbiyesizliktir denildiği sürece; giyindiğin herşeyden tahrik olan ve buyüzden sizinle kendini tatmin etmeyi kendinde hak gören bir zihniyet oldugu sürece; Türkiye’de kadın ve çocuk olmak insanca yaşamak mümkün deyil.

Tüm çirkinliklerini din ardına saklanarak yapıyorsunuz. Töreler ve dinlerin, şiddeti yarattiğini, bile bile ebedi bir hakyaldiziyla kutsalaştirmaya devam ediyorsunuz.
Çekin artık o pis elenizi o lağım kokan ağzınızı çocukların ve kadınların üzerinden artık yeter.

İğrenç heriflerin elinde kaç çocuk telef oldu.
Kaç çocuk gelin ilk gece kanamada öldü.
Kaç çocuk doğum yaparken can verdi.
Kaç kadin erkek arkadaşı, eski kocası, babası, oğlu ya da erkek kardeşi tarafından namus bahaneleriyle öldürüldü.

Siz erkeler kadınları hiç sevmediniz ama onlardan da asla vazgeçemediniz..

Ne doğru demiş: Aurelius AUGUSTİNİUS
„Adalet olmayınca, devlet; büyük bir çeteden başka nedir ki?“

Devletin görevi kadınların bedenlerinin üzerinden siyaset yapılmasına, her fırsatta kadınların ezilmesine, kadınlara uygulanan şiddetin her türlüsüne karşı durmak ve önlemler almak deyilmidir?
Kadınlara, çocuklara ya sahip çıkın, yada ellerinizi üzerlerinden çekin! bi zahmet…

Yeni nesil annelere sesleniyorum: Tacizi, tecavüzü ve bu tarz durumları engelleyebilmek birnevi bizim elimizde. Hep birlikte bu caniliğe son verelim!

Erkek çocuklarımızın bu derece yozlaşmasına, canileşmesine terbiye sınırını bu derece aşmalarına en büyük sebep mutlu ve anlayışlı bir aile ortamı sağlanmamasından kaynaklidir.
“Önemli olan bağı dağ olmadan, bağ yapmaktır.” demiş atalarimiz.
Onlara insani, hayvani ve doğayı sevmeyi, saymayı öğretmeliyiz. Sevgi vermeliyiz ki, onlarda sevsin ve saygılı birer birey olsunlar.

Biz kadınlar, şiddetsiz bir toplum için eşitlik ve adalet taleplerimize sahip çıkarak, şiddetin her türlüsüne, tacizlere, tecavüzlere, istismarlara ve katliamlara sessiz kalmayarak, yaşamın her alanını güzelleştirmek için hep birlikte el ele mücadele etmeliyiz ki! bu düzen bozulsun.
Madem ki böyle bu düzen. Gücü olanlar kuruyorsa güçsüzlerin üzerinde düzeni, ağlıyorsa bir ana doyamadan evladına, çoktan geçmiştir zalimin elinden gücü almanın vakti!
Hadi hep birlikte…