Başta Avrupa Birliği ve ABD olmak üzere Batı’nın Ukrayna’ya silah desteği hangi düzeyde? Gönderilen bu silahlar Ukrayna’nın eline nasıl ve hangi hızla ulaşıyor? Rusya’nın silah ve teknolojisi karşısında Ukrayna nasıl destekleniyor? Bu savaşın akıbeti ne olacak?

Yaşanan savaşın merkezinde ABD emperyalizmi olsada, Avrupa Birliği’de bu savaşın merkezine oturtulmuş ve taraf olmuş durumda. Öyleki, Avrupa Birliği Ukrayna’ya silah ve askeri teçhizat desteği için 450 milyon euro ayırdı. Bu yardım; hava savunma sistemleri, tanksavar füzeleri ve mühimmat gibi öldürücü silahları ve askeri gereçleri kapsıyor. Avrupa Birliği yakıt, miğfer ve ilk yardım çantası gibi öldürücü olmayan malzemeler için de 50 milyon euro harcayacağını açıklamıştı.

AB kendi yasağını nasıl aştı?

Aslında AB anlaşmaları, Birliğe normal bütçesinden askeri amaçla faydalanma izni vermiyor. Ancak AB, bu yardım için „Avrupa Barış Tesisi“ adli fonu devreye soktu. Bu fon, 5 milyar dolara kadar askeri yardım yapılmasına imkân sağlıyor.

Almanya’nın tarihsel kararı sorgulanacak mı?

Bu yönde atılan adım, Almanya’nın savunma politikasındaki ciddi bir değişimin ardından geldi. Ukrayna’ya bin tanksavar ve 500 „Stinger“ füzesi verme kararı alan Almanya böylece savaş bölgelerine öldürücü silah göndermeme yönündeki politikasını değiştirmiş oldu.

Alman hükümeti, Ukrayna’ya yeni uçaksavar füzeleri göndermeye de hazırlanıyor. İki bin 700 adet „Strela“ tıpı uçaksavar füzesi için Ekonomi Bakanlığından onay çıkmış durumda.

Federal Güvenlik Konseyi’nin de onayı gerekiyor

Doğu Almanya dönemindeki Ulusal Halk Ordusu’ndan kalma olan Sovyet yapımı „Strela“ füzelerinin Ukrayna’ya sevkiyatının gerçekleşebilmesi için Alman Federal Güvenlik Konseyi’nin de onayı gerekiyor. Bünyesinde bulunduğu hükümetin güvenlik ve savunma politikalarını koordine eden Federal Güvenlik Konseyi, aynı zamanda Almanya’nın silah ihracatlarına onay verme yetkisine de sahip.

„Bu savaşın bir tarafı olmayacağız“ desede!

Ekonomi Bakanı Robert Habeck, onay süreçlerinin kurumlar arasında koordineli bir şekilde yürütüldüğünü ve Strela füzeleri için de aynı durumun geçerli olduğunu belirtti.

Sol Parti’den tepki var

Almanya’nın Ukrayna’ya silah göndermesine muhalefetteki Sol Parti’den sert bir eleştiri geliyor. Yani Federal Parlemento çatısı altında savaş karşıtı seslerde çıkmaktadır. Bu muhalefet etkili olurmu bilinmez…

Sol Parti Meclis Grup Başkanı Amira Mohamed Ali, kriz bölgelerine silah gönderilmesine karşı olduklarını açıkça söyledi. Sol Partili siyasetçi, „Elbette Ukrayna’nın kendini savunma hakkı var. Ancak mevcut durumda silah göndermek çatışmaların hafiflemesine yol açmayacak, aksine daha da yoğunlaştıracak“ diyerek görüşünü beyan etti.

Daha önce kriz bölgelerine silah göndermeyen federal hükümetin bu tutumunun doğru olduğunu söyleyen Mohamed Ali, „Şimdi bu politikanın tersi yönde karar aldılar. Ama bu politikanın bir sebebi var. Bunlardan biri de bu bölgelere silah gönderildiğinde, bunların kimin eline geçeceğinin belli olmaması“ diye konuştu. Sol Partili politikacı, Almanya’nın Ukrayna’ya silah göndermesinin ateşkes sağlanmasına yönelik çabalara da sekte vurduğuna inandığını söyledi.

Savaşı körükleyen ABD ukrayna’nın gerçekten yanında mı?

Ukrayna’ya yönelik askeri yardımını artıran ABD de „Javelin“ tanksavar füzeleri, „Stinger“ füzeleri, hafif silahlar ve mühimmat dâhil 350 milyon dolarlık askeri silah ve teçhizat daha gönderme karar aldı.

Rusya karşısında bu yeterli mi?

Böylece ABD’nin son bir yıl içinde Ukrayna’ya yaptığı askeri yardım 1 milyar doları aştı. Washington’ın 2014’ten beri yaptığı askeri yardım ise 2,5 milyar doların üzerine çıktı.

Lojistik zorluklar nasıl aşılacak?

Batı’nın bu yaklaşımı, Rus güçlerini topraklarından çıkarmaya çalışan Ukrayna’nın çabalarının sonuç vermesi için önemli bir destek olarak görülüyor.

Ancak başta lojistik konusu olmak üzere olası engeller endişe kaynağı. Bu noktada sorular, zamanlama ve güzergâhlar üzerinde yoğunlaşıyor.

Batı’nın şu ana kadarki askeri yardımı, gönderilen silahın türüne bağlı olarak kara ya da hava yoluyla gerçekleşiyor.

Ukrayna üzerindeki hava sahasının Rus savaş uçaklarınca kontrol ediliyor. ve söz konusu tedarikin Rusya tarafından „hava saldırıları ve füzelerle engellenebileceği göz ardı ediliyor.

Böylesi bir aksaklık olasılığı, gözlerin Polonya’ya çevrilmesine neden oluyor. Polonya’nın Ukrayna’yla 535 kilometrelik sınırı bulunuyor.

Geçmişte özellikle ABD ordusunun bölgeye Polonya üzerinden defaatle asker ve teçhizat gönderdiği biliniyor.

Polonya üzerindeki yükümlülük, Macaristan’ın silah sevkiyatı için topraklarının kullanılmasına izin vermeyeceğini açıklamasının ardından daha da arttı.

Polonya kendi rolünün farkında mı?

Şu anda bu teçhizatın tamamı öncelikli olarak Polonya sınırında toplanıyor. Örneğin Slovakya istemiş olsaydı da Slovakya’dan Romanya’ya doğru inen sıradağların bulunduğu coğrafyadan dolayı bu kolay bir güzergâh olamaz. Co coğrafya da gezmiş ve inceleme yapmış biri olarak söylüyorum, bu nedenle iki güzergâh var: İlki Belarus sınırına yakın, diğeriyse biraz daha güneyde kalıyor. Belaru sınırına yakın olan bölge risk barındırmaktadır.

Çok ilginçtir Ruslar yapabileceği halde şu an için Batı’nın gönderdiği askeri yardımı hedef almamıştır.

Aslında bu iki güzergâhi ele geçirmek Rusya’nın stratejik açıdan faydasına olmasına rağmen, bu altarnatifi şimdilik kullanmamaktadır. Rusların Belarus’un güneybatısından hareket ederek tüm bu teçhizatı engelleme opsiyonu halla var.

Zamana karşı yarış ve güç dengesi


Bir diğer kritik faktör ise Ukrayna güçlerinin Kiev ve Harkov’a takviye yapabilmesi bakımından hızla tükenen zaman.

Peki, Batı’nın silah sistemlerini Ukrayna’daki cephe hatlarına ulaştırmanın başka yolu var mı? Bir diğer seçenek de Ukraynalı ya da yabancı savaşçıların bunları Polonya’dan alıp sınırdan geçirmesi olabilir. Ama bu da çok yüksek sayıda olmaz. doğrudan hedef olurlar…

Şu an Ukrayna’nın eldeki mühimmatın bitme riski var. Hoyratça ve gelişi güzel kullanmaktadır. Birçok atışı hedef gözetmeden yapmaktadır. Bunun orduya güç ve cesaret verdiğini düşünüyor. „Ukraynalıların elindeki ağır sistemler için gerekli olan mühimmat belki beş gün daha yetebilir. Bir başka seçenek de Rusların bıraktığı silahları alarak savaş arenasına yeniden kendi cephelerinden sürmek. Fakat bu silahlarda tuzaklanmış olabilir. Bu onların kısa bir süre daha idare etmesini belki sağlar. Ama çok uzun süreceğini düşünmüyorum. Bir sabah, yada gece yarısı Ukrayna eldeki imkansızlıklar ve batının kendilerini yanlız bıraktığı inancıyla teslim olduğunu açıklaması kaçınılmaz olacaktır.

Türkiye’den de Bayraktar SİHA’ları gidiyor


ABD ve AB ülkelerinin yanı sıra Ukrayna’ya askeri teçhizat satışı yapan ülkelerden biri de Türkiye. Türkiye’de Bayraktar firmasının ürettiği TB2 tıpı silahlı insansız hava araçları (SİHA) da Ukrayna ordusu tarafından Rusya’ya karşı kullanılmaktadır. Elbette bu SİHA’lar savaşın kaderini değiştirmesede Rusya tarafından tedirginlik oluşturuyor. Tüm seçenekleri önümüze koyduğumuzda Rusya sadece Ukrayna ile savaşmıyor. Bu savaşın fiziki olarak batı ülkelerine sıçramasının önünde caydırıcı önlemler olsada imkansız değil.