Nebahat Çal

„Güzeldik biz eskiden, çok
eskiden…
Yürekler içiçeyken…
Bir lokma ekmeği bölüşürken…
Acıyı, mutluluğu paylaşırken…
Komşularımızın yanından selamsız sabahsız geçmezken…
Yardımlaşmanın ne demek olduğunun bilincindeyken…
Menfaatsiz, çıkarsız sevgiyi yürekten verirken…
Sevmek, sevilmek ayaklar altına alınmamışken…
Güzeldik biz eskiden, ama çok eskiden!..“
Bu dizelerin kime ait oldugunu bulamadım. Ama şair ne de güzel anlatmış eskiye özlemimizi…

Neden Eskiyi Özler insan?
İnsanoğlunun doğasında var galiba eskiyi yad etmek, özlemek ve iç çekerek anlatmak. Rahmetli babam ve annemden ve onların akranları konu-komşulardan duyardım bu lafı hep:

„Nerede o eski günler!”
İhtimal ki, onlar da kendi anne-babalarından ve onların akranları olan diğer büyüklerden duymuşlardı. Ve yine ihtimal ki, kendi çocuklarımız da bizim bugünkü yaşlarımıza geldiklerinde aynı cümleyi sarf edecekler:

“Nerede o eski günler”
Insanın eski arkadaşlarından, eski dostlarından, yaşadağı güzel günlerden çok uzak ve farklı bir hayat sürdürmesi sonucunda sarf etmesi muhtemel bir cümledir.
İnsan bir kere kıymet bilir o da elindekini kaybederken, olmayana özlem duyarız hep kıymeti o zaman anlaşılır ancak geriye de dönülemeyeceği için büyük bir özlem yeni ile sürekli bir kıyaslama kaçınılmazdır. Yaşanan güzel günlerin yanımızda olmayışından kaynaklanıyordur.. O zamanlarda aldığımız tadı şimdilerde bulamamaktir. Kaybettiklerimizin değerini yeni anlamış olmamızdır.. Yanlış kararlardan dönüş noktamızdır..
Kimbilir ne kadar çok gerekçelerimiz vardır eskiye dönmek için… Çünkü, yaşamışlığı anlamışızdır şimdi maziyi zikrederek sevdigimizden eminizdir, sahiplenildiğimizden, ‚iyi‘ kilerimizden, ‚keşke‘ lerimizden..

Onu sevdiğini eski olunca anlıyorsun, hatırlayınca ve şimdi ulaşamayınca ona; iste bu sepepten olsa gerek; eski’yi sahipleniyorsun..
Çünkü, zaman ; inancı, fikri ve olayları kutsallaştırıyor…
Bir şeyin üzerinden zaman geçtikçe, o daha da sırlanıyor, daha da özlemle anılır hale geliyor..

„herşey nasıl da eskiyor anne…
nasıl da eskiyor.
eskilerimi de atmaya kıyamıyorum.
seni çok özlüyorum.“ Anne..
diyordu bir yazısında İclal Aydın.
„eski“ olan eskir belki gün be gün; ama kıymetide artar…
Şu anında ve yakın anlarında eskiden tadı damağında kalan anları yaşayamadığımizdandır belki de… Eskilerin üstüne yenileri konamadığındandır… Eski denilen hep bir devirdir aslında; çocukluk özlenir gençlik özlenir, çünkü insan kendini inandırmıştır bir kere asla oçocukluğundaki gibi pamuk şeker yiyemeyeceğine ve asla gençken olduğu gibi aşık olamayacağına. Aslinda bakilirsa; olmaz da yiyemez de; cünkü ne o eski tadlar kalmistir; nede o eski asklar, hem kendisi; hemde zaman cok deyismistir. Neydi o eski günlerdeki havalar… Simdilerde yazı yazlıktan, kışı kışlıktan çıktı sanki… Baharı görmeden, kış; hazanı görmeden güz oluveriyor..Eskiden bahçemizdeki güller açınca, gül kokusu yayılırdı etrafa… Çiçeklerden ayrı bir koku yayılırdı çevreye… Daldan toplanan şeftali, oracikta yenebiliniyordu. Mevsimlerden midir, ziraiyi ilaçların gelişmesinden midir, ne meyvelerinde nede sebzelerinde tat kaldı…

Sadece tatlar mı değişti? Hayır çevremiz de değisti. Eskiden toprak evler vardi; simdilerde her yer beton binalarla cevrili.. Galiba sirf evlerimiz deyil, yüreklerimizde betonlasti. Eski komsuluklar da yok artik o eski saf temiz samimi insanlarda. Artık hiç tanımadığın birine selam verdiğin zaman altında art niyet aranır oldu…Herkesten şüphe duyar olduk…
Aslında eskiyi hatırlamak,eskiden bahsederken mutlu olmak güzel şeydir ama eskiyi özlemek daha çok şuandaki durumdan kaynaklanan hoşnutsuzluktandır.
Insan ne zaman eski mutlulukların güzelliklerin yerine yenisini koyamadığında eskiye takılır kalır, bir nevi gerçek ben‘ e duyulan bir özlemdir bu sanırsam, olduğumuzdan çıkıp olmamız gerekeni olmuşuzdur ve bu olmamız gereken hep bir beden büyük elbise gibi durur üstümüzde, çıkarıp atmaya cesaret edemediğimiz.

Sevgili okurlar oysa biz; yaşadığımız an’ın kıymetini bilsek eskiye özlem de gittikçe azalır diye düşünüyorum..
Her şeye rağmen var olmanın mutluluğunu en yalın haliyle yaşayabilmemiz için biz yine de var edelim yüreğimizdeki sevgiyi, umudu, barışı…