Devlet eliyle işlenen insanlık suçu olur mu? İşlenen suçlar gizli kalır mı? Kalır sanılıyor. Ancak baskının ve zulmün olduğu her yerde insanlığın direnen onuru, o duvarları da sınırları da, karanlığı da aşarak bütün dünyaya kendini duyur. Burada zulum var, haksızlık var, adaletsizlik var diye haykırır.

Tipki Benzerine darbe döneminde Arjantin’de Garage Olimpo’da Türkiye’de Diyarbakır, Mamak, Metris hapishanelerinde rastlanan insanlık dışı bir zulmün hüküm sürmesinin duyulduğu gibi. Tıpkı bu yapılan zulmü herkesimin lahnetle andığı gibi bir süreçten geçiyoruz.


Long Kesh hapishanesi… Bu hapishanede, İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nun yani IRA’nın en tanınan militanlarından Bobby Sands 5 Mayıs 1981’de hayata gözlerini yumdu. Ama yaşanan zulmü tüm dunyaya duyurduktak sonra. Nasıl yaptı bunu: bedenini açlığa yatırarak yaptı bunu… Doğruluğu, eksikliği, fazlalığı tartışılmadan sahiplenildi bu eylem biçimi.

“İnsanlığı kurtaracak duygu olarak tarif edilen utançtan zalimlerin dünyasında eser yok. Ebru Timtik’ten sonra avukat Aytaç Ünsal’ın haykırışlarıda bunu duyurma çabasıdır.” Gazeteci Banu Güven’de bu konuya değinmiş.

Ebru Timtik’in, eyleminin 195’inci gününde mektubundan bir alıntı yapacağım. Timtik mektubun başında “Açlık grevine başladığımdan beri, ‘Artık sözleri size bırakıyorum, beni bugüne kadar yaptıklarım ve eylemim anlatsın’ dedim arkadaşlarıma. Az konuşmaya gayret ettim” diyor, ama bir takım şeyleri hatırlatmaya mecbur kaldığını söylüyor: “Barolara, meslektaşlara ve dostlarıma seslenmek istiyorum. Biz kimiz? Bu eylemi yapan iki avukat kim? Büroları ne iş yapar? Üyesi oldukları dernek, kimlerden oluşur?

Halkın Hukuk Bürosu yasalara göre kurulmuş ve buna göre faaliyet yürüten bir bürodur. Uluslararası meslek sözleşmelerinde tanımlı ve bir hayli geniş hareket kabiliyeti tanıyan ilkelere uyumlu, meşruluk temelinde avukatlık yaparlar. Siyasi dava avukatlığı yanında, işçilerin, siyasi iktidarın baskı ve zulmüne uğramış kişilerin, ifade hürriyeti kısıtlanmış basın mensuplarının avukatlığını yapıyoruz. Yani sosyal olarak tüm ezilenlerin; mesleki olarak ceza, iş, idare, AYM ve AİHM dosyaları takip eden bir büroyuz. İddianamemizde yer alan ve suçlama konusu yapılmaya çalışılan dava ve eylemlerin bir kısmı ise Çağdaş Hukukçular Derneği ÇHD’nin takip ettiği dava ve faaliyetlerdir. Bilinçli ve amaçlı olarak birbirine karıştırılıp sunulmuş olsalar da, bir tanesi bile suç olarak nitelenemez.”

İki avukatın talebi kendileri için olduğu kadar herkes için de adil yargılanma hakkıydı. Timtik öldüğünde dosyası üç aydan fazla süredir Yargıtay’ın ilgili ceza dairesinin önündeydi. Yanlarında vekilleri olmadan, savunma hakları ellerinden alınarak tutuklanan ve sadece baktıkları davalar ve müvekkilleriyle ilişkileri üzerinden cezalandıran avukatlar için yeniden yargılanma kararı çıksaydı, Ebru Timtik bugün yaşıyor olacaktı.

Yargı ve iktidar, Grup Yorum üyeleri Helin Bölek ve İbrahim Gökçek ile Mustafa Koçak gibi, Ebru Timtik’in de ölümünü izledi. Hatta iktidara mensup kişiler, milletvekilleri sosyal medyada Timtik’e dair nefret dolu ifadelerle kullandı.

İrlanda Cumhuriyet Ordusu IRA’nın üyesi Bobby Sands ile anılan açlık grevlerinin tarihinin aslında çok eskilere dayandığını okumuştum bir yerde. Hristiyanlık öncesi İrlanda’da açlık grevlerinin karşı tarafı toplum içinde utandırmak amacıyla yapıldığını söylüyordu bir araştırmacı. Bu yِöntem o zamanlar ne kadar işe yarıyordu, bilemeyiz, ama Andre Tarkovski’nin „Solaris” uyarlamasında “insanlığı kurtaracak duygu” olarak tarif edilen utançtan zalimlerin dünyasında eser yok. Onun için Avukat Aytaç Ünsal yaşatılmalı. Mazlumun yanında adalet mücadelesi vermek için yaşatılmalı.