Ege Denizi’nde göçmenlere yönelik şiddetin geçen yıl yeni bir boyut kazandığını açıklayan İnsan hakları kuruluşu Mare Liberum’un Raporuna göre geçen yıl 9 bin 798 kişi Türkiye’ye zorla geri itildi.

Şevket Dalboy

Yardım kuruluşu Mare Liberum’a göre Avrupa Birliği’nin (AB) Yunanistan dış sınırında sığınmacılara uygulanan şiddet geçen yıl yeni bir boyut kazandı.

„Sistematik ve yasa dışı biçimde yapılan geri gönderme…“

Berlin merkezli insan hakları kuruluşu yayımladığı raporda geçen yıl Mart-Aralık aylarında kaydedilen 321 vakada 9 bin 798 kişinin Türkiye’ye geri itildiğini duyurdu. Mare Liberum, olayları yaşayanların anlattıklarına dayandırarak hazırladığı raporda, „sistematik ve yasa dışı biçimde yapılan geri gönderme aksiyonları“nda Yunan sahil güvenliğinin baş aktör olmasının yanı sıra Avrupa Sınır Koruma Ajansı Frontex ve NATO komutasındaki gemilerin de yer aldığını iddia etti. Raporda bu şekilde insanların „iltica haklarından mahrum bırakıldıklarını“ belirtti.

„Göçmenlere fiziksel ve psikolojik şiddet“

Çoğu vakada göçmenlerin botlarına zarar verildiğini ve insanların „özellikle fiziksel ve psikolojik şiddete“ maruz bırakıldığını ifade etti. Bazı vakalarda ise göçmenlerin Yunan topraklarına ulaştıktan sonra geri itildiğini kaydetti.

„insanlık dışı“

Raporu hazırlayan isimlerden Paul Hanewinkel bu geri itmeleri „Avrupa izolasyonunun istisna ya da aşırı vakaları olmaktan ziyade AB dış sınırındaki mevcut ve gündelik bir yöntem haline geldi“ şeklinde değerlendirdi. Hanewinkel bu durumun sadece Yunan makamlarıyla organize edilmekle kalmadığını belirterek ortada „insanlık dışı olduğu kadar alışagelmiş bir ortak Avrupa stratejisi“ olduğunu kaydetti. Mare Liberum raporda Federal Polis Teşkilatı (Bundespolizei) ve Alman Ordusu’na ait gemilerin (Bundeswehr) yer aldığı ya da müdahale etmediği vakalara da yer verdi.

„Ege’de hukuk geçerli değil“

Raporda Ege Denizi’nin „sığınmacılar için hukukun geçerli olmadığı bir yer haline dönüştürüldüğü ve burada fiili olarak siyasi hesaplar nedeniyle insan haklarının devre dışı bırakıldığı“ belirtildi. „Bu sistematik hukuki ihlâller için sunulan kanıtların bunaltıcı ve bilindik“ olduğu ifadesine yer verildi. Buna rağmen sorumlulular için siyasi ya da hukuki sonuçları olmadığına dikkat çekildi.

Mare Liberum Ege Denizi’nde yaşananların bağımsız kontrol mercilerince araştırılmasını ve Frontex’in kaldırılmasını talep etti. Bu duruma müdahil olan bütün yetkili makamların ulusal ve uluslalararası düzlemde yargı önüne çıkarılması gerektiğini de vurguladı. 

Frontex’e suçlamalar yeni değil

Avrupa Birliği (AB) geçen yıl Ekim ayında suçlamaların araştırılacağını duyurmuştu. Uluslarası Göç Örgütü (IOM) Çarşamba günü yaptığı açıklamada BM ve AB’ye AB dış sınırları ve Akdeniz’de acil olarak geri itmeler, kitlesel sınır dışı vakaları ve sığınmacılara yönelik şiddetin üzerine gitme çağrısında bulundu.