Özellikle son dönemde Almanya’daki polis teşkilatlarında aşırı sağ vakaların sıklıkla ortaya çıkması ile eleştirilerin odağında olan İçişleri Bakanı Seehofer, kendini ve hükümeti savunmak zorunda kaldı.

Haber: Ümit Kalın

Almanya Federal Meclisi’nde yapılan bütçe görüşmelerinde konuşan Seehofer, bugüne dek hiçbir hükümetin, aşırı sağ ile mücadelede şu anki hükümet kadar dirayet göstermediğini ve bu mücadele bağlamında hazırlanan önlemler paketi sertliğinde bir paketi yürürlüğe sokmadığınım altını çizdi. 

Irkçılık ilemücadelede gerekli kararlılığı göstermediği yönündeki eleştirilere yanıt veren Seehofer, „Biz hiçbir şeyi gizlemiyoruz. Her konuyu katı bir biçimde takip edip açığa çıkarıyoruz. Hangi düzeyde ve hangi meslek grubunda olursa olsun“ diye konuştu.

Bilimsel araştırmaya karşı çıkmıştı

İçişleri Bakanı Seehofer, polis teşkilatları içindeki aşırı sağcı oluşumlarla ilgili bilimsel bir araştırma yapılmasına karşı çıktığı için bir süredir yoğun bir şekilde eleştiriliyor. Son olarak Perşembe günü Kuzeyren-Vestfalya ve Berlin eyalet polis teşkilatlarında aşırı sağcı yeni vakalar açığa çıkmıştı.

Rapor basına sızdırılmıştı

Seehofer, Almanya’nın iç istihbarat servisi olan Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından hazırlanan ve sonuçları uzun süredir beklenen, ülkedeki aşırı akımlarla ilgili raporun, önümüzdeki hafta açıklanmasının beklendiğini belirtti.

İltica başvurularındaki düşüşün nedeni?

Meclisteki konuşmasında ülkedeki iltica başvurularına da değinen Seehofer, 2016’da yaklaşık 750 bin iltica başvurusu yapıldığını hatırlatarak, bu sayının içinde bulunduğumuz 2020’nin ilk sekiz ayında 74 bin civarında olduğunu ve bu rakamın da, iltica konusunda bir düzen ve doğru yönetim biçiminin yerleştirildiğine işaret ettiğini vurguladı. „Bu durum bize ara sıra insani bir adım atma olanağı sağlıyor“ diyen İçişleri Bakanı, bu bağlamda Yunan adalarından getirilen sığınmacıları örnek gösterdi.

AfD’nin „kitlesel göç“ değimine karşı çıkıyor

Seehofer, sağ popülist muhalefet partisi AfD’nin (Almanya için Alternatif), Federal Parlamento Grup Başkanı Alice Weidel’in, söz konusu sığınmacıların Almanya’ya getirilmesine yönelik „kitlesel göç“ nitelendirmesine de karşı çıktı. 

Bakan Seehofer ayrıca, Avrupa Birliği (AB) çapında ortak bir iltica siyaseti üzerinde uzlaşılması konusunda da umutlu olduğunu belirterek, AB’ye girmek isteyen sığınmacı ve mülteci adaylarına bu iznin verilip verilmeyeceğine henüz sınırda karar verilmesi gerektiğini savundu. Avrupa’ya sığınmacı olarak gelen insanların üçte ikisinin koruma altına alınması gereken kişiler olmadığını dile getiren Seehofer, bu durumun sınırda tespit edilip ilgili kişilerin ülkelerine geri gönderilmesinden yana tavır koydu.