Mahsa Amini’nin ölümü sonrası aylarca protestolarla çalkalanan ve ahlâk polisini lağveden İran’da tesettür kontrollerinin kameralarla yapılacağı kaydedildi.

Vedat Akbulut

Hem İranın yanlış politikaları, hemde ABD’nin kışkırtmaları ve teşvikleriyle yükselen şiddet olaylarına bir yenisi daha eklenmişti. İran’da başörtüsü protestolarının ardından ahlak polisini lağveden hükümetin, kadınların tesettürünü kameralarla kontrol etmeye hazırlandığı bildirildi.

Reformculara yakınlığıyla bilinen İtimad gazetesinin haberine göre, meclis adalet komisyonu, trafik kontrolü için kullanılan kameraların kamusal alanda da devreye sokulmasını ve tesettür kontrolü için devreye sokulmasını planlıyor. Haberde, kurallara uygun örtünmeyen kadınların ilk etapta cep telefonlarına gönderilecek kısa mesajlarla uyarılmasının planlandığı, ihlallerin devamı durumunda ceza uygulanacağı kaydedildi.

22 yaşındaki Mahsa Amini’nin yeterince örtünmediği gerekçesiyle Eylül ayında ahlâk polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesi, ülke çapında aylar süren protestolara yol açmış, İran hükümeti Aralık ayında ahlak polisi devriyelerini sona erdirmişti.

Ahlâk polisi gidince başörtüsü takan kalmadı

Ahlak polisinin lağvedilmesi sonrasında muhalif çevreler bunun göstermelik bir adım olduğunu, rejimin kontroller için başka yollara başvuracağı yönündeki endişelerini dile getirmişti.

Ahlak polisi devriyelerinin kaldırılması sonrasında özellikle metropollerde başörtüsü takan kadınların sayısı büyük ölçüde azalmıştı.

Protestoların önünü almak için mi yapıldı?


Ahlak polislerinin kaldırıldığına yönelik İranlı yetkililerden gelen açıklamaların ülkede devam eden protestoların önünü almak için yapıldığına dair yorumlar da yapılıyor. Arif Keskin, “Var olan öfkeyi yumuşatmak için olabilir. ‘Aslında biz değişiyoruz’ havasını yaratıp protestolara katılmak isteyen toplumsal kesimlerin önünü kesmek için olabilir” diyor.

Reformu düşünmeye iten kadınlar oldu.

“Özellikle başörtüsü uygulaması ve bu uygulamayı denetleme konusunda yeni bir formüle ihtiyaç var. Bunu sağlayan, müesses nizamı hiç hesapta yokken reformu düşünmeye iten kadınlar oldu.”